GEMİÇ KÖYÜ, HAVASI,
SUYUYLA VE EN ÖNEMLİSİ GÜZEL İNSANLARIYLA MUHTEŞEM BİR YERDİR
ENDİŞELERİM, GEMİÇ
KÖYÜNÜ ANLATMAK, FAKAT İYİ ANLATABİLMEK İÇİNDİR.
GEMİÇ KÖYÜ ANA
SAYFASI
GEMİÇ KÖYÜ SAYFA BAŞLANGICI
Hayatımızın kalitesi, hayatımızı paylaştığımız insanların kalitesiyle artar. Onun için sadece kendimizi düşünmemeliyiz.
Çevremizde bir ışık olmalıyız.
Işık değilsek, Güneş gibi faydalı ve ışık saçan önderleri bulmalıyız.
Türkiye’nin ilerlemesi, bilgi sahibi vatandaşlarımızın varlığı ile mümkün olacaktır.
Ya okumalıyız. Ya okutmalıyız. Ya da okuyanlara saygı duymalıyız.
HAKİKAT OLSUN HAYALİMİZ
BİR DAVAYI DERT EDİNDİM.
BAŞKALARININ
KOLAYLIKLA ANLAYAMACAĞI ŞEYLERİ
ANLAMAK VE ANLATMAK İSTİYORUM.
NEYİ ANLAYACAĞIZ.
NASIL ANLAYACAĞIZ.
İNSANLARIN DÜŞÜNCELERİYLE,
HEMDERT OLACAĞIM.
BU DERT ORTAKLIĞI İLE,
BAŞLAYAN DOSTLUKLARA
YELKEN AÇAN BİR GEMİ OLACAK
BU SAYFALAR.
BU SAYFALAR SİZİN.
HER AKLINIZA GELENİ SORABİLİRSİNİZ.
SİZİN SORULARINIZLA BU SAYFALAR ZENGİNLEŞECEKTİR.
SEVGİ VE HÜRMETLERİMLE..
İYİİNSAN OLMAK İÇİN
BÜTÜN ÇALIŞMALARIMIZ
Özlenen İnsan Olmak.
İnsanlar hasretimizi
çekmeli.
Zaten hasreti
çekileneiyi insan denir.
Herkes,ah bir
görsek,bir dinlesek
demeliler.
Böyle olursak
anlatmaya lüzum yok.
İnsanlar anlar.
Herkes iyiyi kötüyü
fark eder.
Dünyamızyaşamağa
değer olur.
Bizi daima
rahatlatan bir söz var.
-"İyiler daima
kazanır."
İyi bir insan
olmaya,insanları sevmeyeve
hatta sevilmeye
çalışalım.
İnsanlar sevsin diye
değil,
doğru bildiklerimizi
yapalım.
Bunları yaptığında,
seni seven,seni dinlemek için
uzaklardan gelen,seni özleyen
ve sana değer veren
milyonları duyacak,
dinleyecek ve göreceksin.
İşte o zaman bu
dünya daha tatlı,
daha yaşanılır,daha da güzel
olacaktır.
Mutlu günler uzak
değil.
Burada daha yazacak
çok şey var.
Yeter ki iyilik
yarışına girelim.
Birbirimizi tutkuyla
sevelim.
Birbirimizin
hasretini çekelim.
En önemlisi de:
Özlenen, hasreti
çekileninsan olalım.
Bu yazıyı okuyan herkes,
benzerini yazıp yayınlayabilir.
Önce yazarız.
Sonra yazdıklarımızı uygularız.
ALLAHU TEALA BU YAZIYI OKUYANLARA HİDAYET VERSİN. HER İKİ CİHANDA AZİZLERDEN ETSİN. AMİN.
SEVGİLİ OKUYUCULAR
AŞAĞIDAKİ ADRESLERDE GEMİÇ KÖYÜ BİLGİLERİ VAR.
BU ADRESLERDEN BİLGİ ALABİLİRSİNİZ.
GEMİÇ KÖYÜ BİLGİLERİ
GEMİÇ KÖYÜ SAYFASI
GEMİÇ KÖYÜ SİTESİ
SEVGİLİ OKUYUCULAR
AŞAĞIDAKİ SAYFALARDA
GEMİÇ KÖYÜ BİLGİLERİ VAR.
GEMİÇ KÖYÜ SİTESİ
ÇÖZÜM SÜRECİ İÇİN BİR MAKALE
SEVGİLİ ZİYARETÇİLERİM.
YORUMLAR YAZIYORSUNUZ, FAKAT
YORUMLARINIZI ONAYLIYAMIYORUM. YORUMLARINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM. BLOGDA YA DA
BENDEN KAYNAKLANAN BİR SEBEBLE OLUYOR OLMALI.. TEKRAR ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM.
SİZLERİ ZİYARETE GELECEĞİM ELBET. VE YORUM DA YAZACAĞIM SAYFALARINIZA..
ÇÖZÜM YAZISI
Vatan sevmek ibadettir.
Sizlere bu sayfalarda biraz da
kendimden bahsedeyim.
Doğduğum köy Bursa- Orhangazi-
GEMİÇ KÖYÜ’dür. Doğduğum ve ilkokulunda okuduğum köy, Gemlik ilçesine daha yakın
fakat resmiyette Orhangazi ilçesine bağlı GEMİÇ KÖYÜ’dür.Babam bu köye
dışarıdan gelmiştir. Karamürsel doğumludur. Annem ise bu köylüdür. Fakat
annemin dedesi Molla Mehmet de doğu illerimizden belki Van'dan ya da Mardin'den göç ederek önce Orhangazi Dutluca Köyüne gelir.
Orada din görevlisi olarak çalışırken, evlenir. Dutluca köyünde akrabalarımız
var. Daha sonra Gemiç Köyüne gelir. Gemiç Köyüne yerleşir. Köyümüzün sevilen
sayılan insanı olur. Dört oğlu bir kızı olur. Oğullarından ikisi harp esnasında
şehit olurlar. Yani Benim anne sülalemin iki insanı savaş şehitleridir. Annemin
dede sülalesi ise ülkemizin uzak topraklarından gelmişlerdir.
Bizim köyümüzde Gemlik Zeytini üreticiliği
yapılmaktadır.
BU SENE (Yani: 2014 -2015 döneminde) ZEYTİN AĞAÇLARINDA BİR
TANE BİLE ZEYTİN YOK. SEBEBİ KÖYÜMÜZÜN BEREKETLİ TOPRAKLARINDA MANTAR GİBİ BİTEN VE ÇEVREYE ZARAR VEREN
FABRİKALARDIR. OYSA BU SANAYİİ YATIRIMLARI, DOĞU VE GÜNEYDOĞUYA YAPILABİLSEYDİ.
NE GÜZEL OLACAKTI. BİZİM KÖYÜMÜZ, İZNİK GÖLÜ İLE GEMLİK KÖRFEZİ ARASINDAKİ
ARAZİDEDİR. KÖRFEZE YAKIN DİYE, YATIRIMLAR BURAYA YAPILDI. HALBUKİ İSKENDERUN
KÖRFEZİNDEN BAŞLAYAN VE DOĞU VİLAYETLERİMİZİ ÖRÜMCEK AĞI GİBİ KUŞATAN BİR
DEMİRYOLU YAPILSA, BU DEMİRYOLUNUN GEÇTİĞİ VİLAYETLERDEKİ, ÇORAK ARAZİLERE
FABRİKALAR YAPILABİLİRDİ.
ÇOK YAZIK OLDU.
O ZAMAN DOĞUDAN BATIYA GÖÇ OLMAZDI.
BATI İNSANI İSE, BEREKETLİ TOPRAKLARINDA YILDA İKİ ÜÇ DEFA ÜRÜN ALIR.
HAYVANCILIK İSE ADETA ŞAHLANIRDI. SİZE BİRŞEY SÖYLEYEYİM Mİ? TERÖR BİLE OLMAZDI
O ZAMAN. ÇÜNKİ ORADAKİ VATANDAŞLARIMIZI KİMSE KULLANAMAZDI. HERKES MUTLU
OLURDU. GEÇTİĞİMİZ GÜNLERDE BİR KURBAN BAYRAMINI İHYA ETTİK. FAKAT NE ACIDIR
Kİ? BİZE KURBANLIK HAYVANLARIMIZ DIŞARIDAN GELDİ. ÜÇ MİLYON NÜFUSLU BULGARİSTAN’DAN KURBANLIK HAYVAN İHRAÇ EDİLDİ.
ZARARI GÖRDÜNÜZ MÜ? ETİN PAHALI
OLMASININ SEBEBİ BİLE BURADAKİ FABRİKALARDIR. HELE BURSA’YI HİÇ SÖYLEMEYEYİM.
ŞEFTALİ BAHÇELERİ, DOMATES TARLALARI FABRİKA OLDU.
BAK ŞİMDİ DE O FABRİKALARDA ÇEŞİTLİ NEDENLERDEN DOLAYI İŞÇİLER EYLEM YAPIYORLAR.
BURA O İÇİNDEKİ FABRİKALEIN GETİRDİĞİ GELİRDEN DAHA ÇOK KAZANÇ GETİRİRDİ.
YAZIK ETTİLER.
DOMATES ONUN İÇİN PAHALI.
ÇÜNKİ ESKİSİ GİBİ ÜRETENİ YOK. NEYSE KÖYÜMÜZE DÖNELİM….
Köyümüzün tarihi Osmanlının
kuruluş yıllarına hatta onlardan önce Selçuklu zamanına kadar uzanır.
Gemlikte gemi ustaları ve gemi
atölyeleri vardı. Bundan dolayı buraya GEMİLİK dediler. Bu söz, söylene söylene şimdiki
adı GEMLİK kaldı.
Bu gemici ustaları hem ağaçları bakımından
bol hem de havası temiz olan köyümüze yerleşmişlerdi.
Buraya da GEMİCİ köyü
dediler.
Söylene söylene adı GEMİÇ olarak
kaldı.
Köyümüzde Osmanlının simgesi
sayılan ulu çınar ağaçları var.
Köyler arasında bir zamanlar en ileriydi.
Bizim
köyümüzün sakinlerine BEYLER derlerdi.
Ben onları yaşadıkları dönemde gördüm.
İzzet Bey- Osman Bey-- Ömer Bey....Salim Bey.. bunlardan bazıları..
Kendileri ile uzaktan
akrabalığımız var mı bilmiyorum. Benim babam bu köye annesinin yanında gelmiş.
Dedem Karamürsel'li. Annem ise bu köyün yerlilerinden MOLLALAR sülalesinden.
Dedem Halit Efendi bu köyde yıllarca muhtarlık yapmış, köylüler tarafından
herzaman kendisine danışılan bilge bir kimseydi.
Babamın anne bir kardeşlerinin
babası AHMET ÇAVUŞ Köyümüzün köklü sülalesinden gelmektedir. Amcalarımın
akrabaları köyde sözü geçen kişilerdir. Çavuş Dedem bizleri tosunlarım diye
severdi. Öz torunlarını bizim kadar severmiydi? Kanımca bizi daha çok severdi.
Yaşadığı zamanda amcalarımın herbiri:
-Babam beni daha çok sever diye
gururla bahsetmişlerdir. İşte kendisi böylesine dürüst hiçbir çocuğunu
diğerinden ayırmayan iyi bir insandı.
Yukarıda kısaca bilgi verdiğim
köyümün bereketli tarlalarına sanayii de getirildi. ASİL ÇELİK -CARGİLL ve
diğer küçük atölyeler köyümüzün bereketli topraklarına kuruldu. O zaman ki
muhtarımız MUSTAFA ÇUBUKÇU ve İhtiyar Heyeti bu hizmeti istemediler. Hatta
bütün köylü iktidar partisinden istifa edip, Sayın Bülent Ecevitin Genel Başkanı olduğu Cumhuriyet Halk Partisine geçtiler.
Fakat
yine de olan oldu. Fabrikalar köyümüze yapıldı. Bu yüzden yapılan fabbrikaya
hala bizim köyümüzden az kişi alırlar. İşte göstermelik 3-5 kişi bizim köyden
vardır.
Bu kıymetli topraklar tarım için
kalsaydı. Fabrikalar Başka yerlere yapılsaydı. Belki de bu şehirlere göç
önlenecekti. Şimdi Gemlik nüfusu ve Orhangazi nüfusu Anadoludan göç almış
durumdadır.
Bu fabrikaların yapıldığı
arazilerde üzüm bağları vardı. Şeftali bahçeleri vardı. Tarlalarda
Domates-biber- fasülye-Buğday-yulaf-arpa....daha ismini sayamadığım sebze meyva
bakliyat ve tahıl ekilirdi. Hayvancılık çok ileriydi.Her hanenin kendine
yetecek kadar hayvanı, mutlaka vardı.
Köyümüzün büyük bir sığır sürüsü
vardı. Bizim dahi koyunlarımız vardı.
Şimdi arazi kalmadı. Mal
sahipleri değerlenen tarlalarını satıp şehire gittiler. Daha geçenlerde pek de
büyük olmayan bir tarlanın 3 trilyona satıldığını duydum. Şimdi burada
malsahibi olmayan ya da az malı olan küçük bir nüfus var.
Çoğu da yaşlı.
Onlardan sonra ne olur bilmiyorum.
Mezarlığımızda yatanlar olarak çok büyük.
Yaşayanlar için çok küçük bir köyümüz var.
Bu köyün sadece tek gelir kaynağı
zeytin var. Onu üretiyoruz. Fakat satamıyoruz. Çoğalan kent nüfusu kıt kanaat
geçiniyor. Herşeyde tasarruf yapılıyor. Bütün ülkemiz insanları gibi üreticimiz
de perişan. Bizim köyün, köyde çalışanları da zor durumda.
Gemiç Beyleri toprak
oldu. Yeni Beyler yetişmedi. Zeytin fiyatları masrafı karşılamıyor bile. Bizden
çok ucuza alınan ürün, en ucuz diye satılan market raflarında 3-4 misli parayla
müşteri bekliyor. Şehirlinin parası çok mu sanki. Onlar da zor geçiniyor. Bu
aşırı fiyat farkını aşağı çekmek için koopereatifler kuruluyor. Fakat o
kooperatifler de ürettiğini pazarlayamadığı için kısa zamanda pasif duruma
düşüyor. Ortaklarına ise üzüntü ve borç kalıyor. Buna bir çare bilen, bulan
parti ilk seçimde ,iktidar olur diye düşünüyorum.
Yapılacaklar şu olmalı:
1. Bu açılım lafı derhal lafa
kaldırılmalıdır. Dağdaki ya da ovadaki veya şehirlerimizdeki kanun tanımaz teröristler silah bırakmalı derhal teslim olmalıdır. Teslim olacaklar diye de beklenmemli Askeri ve Sivil silahlı güçlerimiz otoriteyi sağlamalıdır. Devletin gücü gösterilmelidir. Çünki tehlikeli bir yola doğru gidilmektedir.
2. Göç önlenmelidir. Ülkemizin
bereketli topraklarındaki fabrikaların sahipleri ikna edilmeli, hiç değilse
bundan sonra yapılacak olanlar; doğu ve güneydoğu bölgelerimize kurulmalıdır.
3.Koruculuk sistemi
kaldırılmalıdır. Mevcut korucular kaç yaşında olursa olsun. Emekli oluncaya
kadar maaşa bağlanmalı, onlara verilen silah ve cephane silahlı kuvvetlerimize
iade edilmelidir.
4.Bütün kooperatifler, bütün
apartman dairesi yöneticileri, bütün yardım dernekleri, bütün sivil toplum
kuruluşları parasal ve idari anlamda özel savcılar tarafından denetlenmelidir.
Yolsuzlukların önüne geçmek için şikayet beklenmeden denetimler yapılmalıdır.
Bir dernek kuruluyor. Önce bu derneği kuranlar zengin oluyorlar. Zengine ise
kimse dokunamıyor. Haksızlığı önleyecek, hakkı teslim edecek siyasi bir iradeye
ihtiyaç vardır.
5.Şimdiye kadar yapılan yanlıştan
derhal dönülmelidir. Profesyonel bir askeri güç kurulmalıdır. Bu güçteki
gönüllüler yüksek maaş almalıdır. Bu askerler önce ölmemeyi bilmeli, sonra ise
hedefi tam onikiden vurabilmelidir. Eline hiç silah almamış anne kuzuları, bir
daha teröristlere hedef tahtası yapılmamalıdır. Bu özel silahlı güç, doğrudan
genelkurmay başkanlığına bağlı bir orgeneral’in emrinde olmalıdır. Bir devlette
iki ayrı ordu olmaz.
6.Masum vatandaşlarımız her zaman
korunmalıdır. İnsan hakları masumlar için daha önemlidir. Suçu olanlar ise
devletin güvenlik güçlerine teslim olmalıdır. Cezasız hiçbir şey olmaz. Af sözü
bile edilmemelidir.
7.Bu ülkenin ismi Türkiye’dir.
Sahibi de dünya kuruldu kurulalı var olan ve Dünya liderliğini daha yüzyıl önce
elinde tutan, Türk Milleti’dir. Elbette resmi dilimiz TÜRKÇE’dir.
8.Milletimiz asırlardır liderlik
yapagelmiştir. Kimseye zulm etmemiştir. İspanyolların soykırıma uğrattığı
Yahudileri, bağrımıza bastık. İstanbul’u fethettik. Fakat patrikhaneyi
kapatmadık. Hala hiristiyan vatandaşlarımıza hizmet etmektedir. Biz hangi
inanıştan hangi ırktan olursa olsun, herkesi önce insan olduğu için severiz.
Sevdiklerimizden de insanlık bekleriz.
9.Fakir vatandaşımız hangi ilden
olursa olsun, devlete başvurmalıdır. Devlet balık veren değil, balık tutmayı
öğreten olmalıdır. Gazetelerde okuyoruz. Zengin zengin insanlar, yeşil kart
sahbiymiş. Birçok bina da kaçak elektirik ve kaçak su kullanılıyormuş. Bu
soygunu yapanlar, teröristten daha suçludurlar. Yakalanmalı ve cezalandırılmalıdır.
Fakirseler onlara yol gösterilmeli, iş verilmeli, para kazanma imkanı sağlanmalıdır.
10. Yukarıda da belirttiğim gibi,
annemin baba tarafından sülalesi doğu menşeylidir. Belki de kürt kökenli akrabalarımız olabilir. İstiklal
marşımızın şairi Mehmet Akif gibi, Baba tarafımda da Arnavut kökenli akrabalarım var. Her ne
olursa olsun, ben Büyük Türk Milletinin bir ferdiyim. Türk olmakla öğünüyorum.
Başkası benim gibi düşünmeyebilir. O onun tercihidir. Fakat bu ülke kanunlarına
göre vatanımızı sevmek zorundadır herkes. Sevmek bizi birbirimize
bağlayacaktır.
11. Sizin yazacağınız çareleri de
buraya ilave edeceğim. En önemlisi yepyeni bir anlayış ve yepyeni bir
ANAYASA’ya ihtiyaç vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder