Gemiç Köylü Ahmet Çavuş'un Kızı
PEMBE ÖĞRETMEN
Size bugünkü yazımda doğduğu köye tutkuyla bağlı
bir insandan bahsedeceğim.
Ahmet Çavuşlar sülalesinin oğlu İbrahimin en küçük
oğlu Ahmet, sülalenin ismine yakışır bir şekilde
askerliğini çavuş olarak tamamlar. Padişah zamanında
askerdir. Askerliğini ise Ermeni sınırında tamamlar.
Köye döner dönmez, onu evlendirirler.
Bursalı bir hanımla evlenir.
Bir kızları olur.İsmini Pembe koyarlar.
Pembe AROL..
Köy delikanlısı ile şehir kızının evliliği belki kültür
farkı
nedeniyle ya da başka bir nedenle yürümez.
Bursa'lı gelin çocuğunu alarak ana evine geri döner.
Daha sonra Ahmet Çavuş bir daha evlenir.
İki oğlu bir kızı daha olur.
Gemiç Köyü Karamustafalar sülalesinden olan
Teşrif hanım vefat eder.
Teşrif hanım vefat eder.
Bu defa Ahmet Çavuş, Yalova Çukurköy'den Naciye
Hanımla evlenir.
(Bu Naciye Hanım Babam Şerafettin Güler'in öz annesidir.
(Bu Naciye Hanım Babam Şerafettin Güler'in öz annesidir.
Babaannem Dedemden ayrılınca,
uzun bir müddet evlenmez. Fakat nasip işte bir vesileyle
Ahmet Çavuş ile tanışır.
Birbirlerini severler.
Evlenirler.
Ali, Canip,
İbrahim
Evlenirler.
Ali, Canip,
İbrahim
, Hüseyin
ve Cahit isminde oğulları
ve Nadide isminde
ve Cahit isminde oğulları
ve Nadide isminde
kızları olur.)
Burada anlatmak istediğim pembe öğretmendi.
Fakat
Fakat
detaylar yazılmazsa esas hayat anlaşılmaz diye
düşündüm.
Ahmet Çavuş bir öğle vakti,
Gemlik'te dolaşırken güzel bir kız boynuna sarılmak ister.
Ahmet Çavuş kendini zor
Gemlik'te dolaşırken güzel bir kız boynuna sarılmak ister.
Ahmet Çavuş kendini zor
bela ileriye atar. Kız hasret dolu ve sevecenlikle
kendisine bakmaktadır.
Onyedi yaşında var yoktur.
"-Baba, sen benim babamsın.
Ben de senin kızın Pembe
Ben de senin kızın Pembe
diyesi olur."
Fakat hiç yüz bulamaz.
Hatta kollarına atılıp sevinçten
Hatta kollarına atılıp sevinçten
ağlayacağı babası onu tanımazlıktan gelir.
"-Evet ben Ahmet çavuş'um.
Lakin benim Pembe diye
Lakin benim Pembe diye
bir kızım yoktur."
diye hızlı bir şekilde seslenir
ve oradan
diye hızlı bir şekilde seslenir
ve oradan
uzaklaşıverir.
Ahmet Çavuş'un kendisini çok yakından tanırım.
Çünki
Çünki
yıllarca kendisine dede dedim.
Yine de o benim sevgili
Yine de o benim sevgili
dedemdir.
Çünki amcalarımın babasıdır.
Hiçbir evladını diğerinden ayırmayan tam bir anadolu
efendisiydi.
Çünki amcalarımın babasıdır.
Hiçbir evladını diğerinden ayırmayan tam bir anadolu
efendisiydi.
oğlu ve Amcam Cahit Arol'a sorduğumda:
"-Bir ihtimal annesi hiç evlenmemişti.
Annesini sakın ola bırakmasın diye, böyle davranmış olabilir."
Annesini sakın ola bırakmasın diye, böyle davranmış olabilir."
Her neyse,
eğer öyleyse Ahmet Çavuş ilk hanımını hiç
eğer öyleyse Ahmet Çavuş ilk hanımını hiç
unutamamıştı.
Onun sıkıntıya girmemesi için, öz kızına
Onun sıkıntıya girmemesi için, öz kızına
içi kan ağlasa da yüz vermemişti.
Pembe öğretmen ilkokul öğretmeni olur. Atatürk zamanı
bayan öğretmenlerindendir.
Kendisi Gemiç Köyü'nü çok ister. Gerçekten köyümüzde
yıllarca öğretmenlik yapar.
O yıllarda şimdi harabe vaziyette olan, okul binası daha
Camiye yakın bir evde, köy çocuklarına okuma yazma
öğretir.
Köyümüzün okumuş insanları, onu hep saygıyla" -
öğretmenimiz Pembe hanım" diye anarlardı.
Kendisine tüm köy hayran olduğu halde, babası Ahmet
Çavuş yüz vermez.
Burası bir muamma olarak kalacak gibi.
İşte bu bayan öğretmen daha sonra başka yerlere gider.
Evlenir. Evlendiği şahıs Gemi Kaptanıdır.
Büyük adaya yerleşirler.
Orada güzel bir villaları vardı. Hala duruyormuş. Fakat
içinde yaşayanı yok.
Kaptan yok. Pembe öğretmen yok.
Pembe öğretmenin Kaptanla evliliğinden bir kızları olur.
İsmini Filiz koyarlar.
Filiz şu an Almanya'da.
Filiz de evlenir onun kızının ismi de Ceyda.
.
Ceyda da Annesi Filiz hanım gibi Almanyada bulunuyor.
Pembe öğretmen kaptan olan eşini kaybedince bir ara
köyümüze de geldi.
Kahveye oturdu.
Erkeklerin yanında sohbet etti.
Onlarla beraber çay kahve içti.
Köyümüz kadınlarının hiç yapmadığı bir şekilde, gayet
rahat hareket ediyordu.
Hatta Gemlik'ten ev kiraladı.
Burada kardeşleri ve yeğenleriyle kalmak istedi.
Zengindi de..
Fakat takdiri ilahi ona yine ilgi gösterilmedi.
2011 yılında vefat ettiği zaman, kızı Filiz Hanım annesinin
vasiyetini yerine getirdi.
Pembe Öğretmen çok sevdiği köyüne, doğduğu Gemiç
Köyüne ebediyen kalmak üzere geldi.
Bu satırlarda sıla hasreti daha doğrusu baba sevdasını
anlatmak istedim.
Kaynak: Ahmet Çavuş'un en küçük oğlu ve Pembe
öğretmenin en küçük kardeşi CAHİT AROL.. yıl 2012 30
nisan pazartesi...
Eğer pembe öğretmenin kızı Filiz Hanım
Ya da Torunu Ceyda Hanım..
Bu sayfalara yazı yazmak isterlerse e-mail adresim.
gemicliler@gmail.com
Cahit Arol'a yazmak isterlerse buradan yorum yazarak da
ulaşabilirler.
Cahit Amcama geçen yıl baş sağlığı diledim. Şimdi de
Pembe öğretmenin kızı Filiz Abla Ve Ceyda hanıma baş
sağlığı dilerim.
Şurada şunu da belirtmeliyim ki, Pembe Öğretmen aynı
Babası Ahmet Çavuş'tu..
Gözleri mavimiydi bilmiyorum. Fakat kendisine beğeniyle
baktığımda, tıpkı Ahmet Çavuş dedemi görür gibi
olmuştum.
Dedeme bir de İbrahim Amcam
çok benzerdi. Çünki İbrahim Amcamın gözleri maviydi.
Hatta Adaya kendisini ziyarete gittiğini bana söylemişti.
Kimbilir belki İbrahim Amcam yaşasaydı, Pembe
Öğretmen sağlığında da bu topraklara yerleşirdi.
O zaman da bu tutku dolu hikaye yazılmazdı.
Allahu Teala sana rahmetler eylesin
PEMBE HALA....
Hatta PEMBE ÖĞRETMEN..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder